XIV. yüzyılda yaşamış Anadolu erenleri içinde en tanınmışlarındandır. Soyu Hacı Bektaş Veli’ye kadar gider. Hacı Bektaş Veli’nin amcasının torunudur. Bursa’nın fethinde bulunmuş ve daha sonra Antalya Elmalı’ya giderek burada yaşamış ve hakka yürümüştür. Türbesi buradadır. Abdal Musa türbesi Anadolu’da en önemli ziyaret yerlerinden biri kabul edilmektedir. Abdal Musa ile Kaygusuz Abdal arasında yaşandığı kabul edilen bir söylence şöyledir; Alanya Beyi’nin oğlu Alaaddin Gaybi ava gider dağda bir ceylana rastlar.Ceylanı kovalarken okunu atar ok ceylanın sol koltuğunun altına saplanır. Ceylan yaralı kaçarken avcı kovalar, ceylan Elmalı’nın Tekke köyündeki Abdal Musa’nın dergahından içeri girer. Avcı dergahın kapısında beklerken içerden dervişler çıkar avcıya; ” ne istiyorsun?” diye sorarlar. Alaaddin Gaybi; ” benim avım buraya girdi avımı getirin ” der. Dervişler ” biz av görmedik” karşılığını verirler. Avcı ” avımı isterim” diye diretir. Dervişler Abdal Musa’ya haber verirler; ” bir avcı gelmiş, avım bu dergaha girdi. Avımı istiyorum diyor. ” Abdal Musa cübbesi üzerinde avcının yanına gelir ona; “ne istiyorsun?” diye sorar Alaaddin Gaybi;” avım buraya geldi avımı istiyorum .” Abdal Musa sorar;” avın neydi? Gaybi ; ” bir ceylandı” karşılığını verir. Abdal Musa; “görsen tanır mısın?” Avcı; ” sol kolunun üstünde okum saplıdır” diyince Abdal Musa cübbesini kaldırıp sol kolunun altındaki oku gösterir; bu muydu? der. Alanya beyinin oğlu olan Alaaddin Gaybi attan iner, Abdal Musa’nın ayağına kapanır, ” Ben bu dergahtan gitmesem” der. Kaygusuz Abdal adını alarak kendisini hak yoluna adar. Abdal Musa’yı ve onun bilimde derinliğini anlatan bir çok şiir bulunmaktadır.Abdal Musa’nın Nefeslerinden bazısı günümüze kadar gelmiştir. Kim ne bilir biz nice soydanız ne zerrece oddan ne de sudanız. Bize meftun olan marifet söyler bir Horasan mülkündeki boydanız.